1. Barış süreçlerini idealist kahramanlar değil, çıkarlarının barıştan geçtiğini idrak eden çıkar grupları yürütürler. AKP hükümetleri ve PKK liderliği barışçıl ya da demokrat oldukları için başlamamıştı barış süreci. 2013’te başlayan süreç, bu iki aktörün çıkarlarının barıştan geçtiğini anlamalarını mümkün kılan bir rasyonelliğe nihayet kavuşmalarıyla mümkün oldu.
2. AKP ve Kürt siyaseti hala birbirlerine mahkûm. Yeniden alevlenen çatışmaların değiştirmediği bir gerçek bu. Bu yüzden, barış süreci yavaşlayabilir, donabilir, gerileyebilir, ama “bitmez”. Yaşadığımız şey PKK’nın anlamsızca tırmandırdığı bir “kavga molası”. Sonunda yine masaya dönülecek yeni bir akıl tutulması. Öyle görünüyor ki IŞİD’in yükselişi sonrasında bölgede (özellikle de Suriye’de) yeşeren ABD-Kürt ittifakı, PKK’ya 2012 yılındakine benzer bir “özgüven şaşırması” yaşattı ve Kandil kendini silahların işe yararlılığına yönelik yeni bir yanılsamaya kaptırdı. Fakat PKK, ABD’nin Türkiye ile vardığı uzlaşmanın kendisi açısından hayal kırıcı sonuçlarının, yapageldiği “serhildan” çağrılarının Kürt halkının nezdindeki karşılıksızlığının ve barış sürecinde Türk istihbaratının da elinin armut toplamadığının farkına vardığında (ki bu çok uzun sürmeyecek) gerçekliğe geri dönecek ve barış süreci kaldığı yerden (ama büyük ihtimalle PKK’nın şehir yapılanmasının önemli oranda ve Kandil liderliğinin de kısmen tasfiyesiyle) devam edecek.
3. Kürt siyasi hareketinin ve azılı Erdoğan karşıtlarının yaptıkları propagandanın aksine, iki buçuk yıllık ateşkesi PKK bozdu ve müzakere masasını PKK “tutuşturdu”. Kandil, ateşkesi sonlandırdığını menfur Suruç saldırısından günler önce ilan etmişti ve Suruç öncesinde yol kesme ve araç yakmayla başlayan PKK eylemleri Suruç sonrasında polislerin ve “sakallı” sivillerin öldürülmesiyle devam etti. Devletin Kandil’e yönelik bombardımanları ve PKK’nın şehir yapılanmasına yönelik kapsamlı gözaltıları, PKK’nın silahlı eylemlerini takip eden tasarruflardı. Devletin verdiği tepkinin meşruiyeti ve doğruluğu başka bir tartışma konusudur; ama ateşkesi kimin bozduğu bir tartışma konusu değildir.