Anayasa Tartışmalarına Sürpriz bir Katkı: Irak Anayasası

Önce realist (ve haliyle biraz karamsar) olarak başlayayım:

“Vicdani ret” hakkının artık “din ve vicdan özgürlüğü” bağlamında temel bir insan hakkı olarak ele alınması gerektiğini bu günlerde nerdeyse gün aşırı ilan eden AİHM’nin bu konudaki kararlarını görmemek için bin dereden su getirildiği;

Belçika’yı, İspanya’yı, Fransa’yı geçtik; Slovakya’da, İsrail’de, Irak’ta “bile” var olan “anadilde eğitim” hakkının hala “tartışılabilir” bir hak olarak görüldüğü ve ülkeyi bölebileceği endişesiyle reddedildiği;

“Anadilde eğitim” hakkının en yetkin Türk siyaset bilimciler tarafından bile “Bunun Kürtlere ne faydası var?!” düzeyinde ele alındığı;

Genelkurmay’ın Savunma Bakanlığı’na bağlanmasının vaktinin hala gelmediğinin düşünüldüğü;

Süryani soy ismine sahip olmanın “Yeni” Anayasa Mahkemesi tarafından “bölücü tehdit” olarak addedildiği;

Seçimlerin “adil ve serbest” olmasını engelleyen ve bu yüzden de Türkiye’yi demokrasi liginden diskalifiye eden yüzde 10 seçim barajının halk ve yöneticiler tarafından hararetle savunulduğu;  Okumaya devam et