Geçtiğimiz ay Başbakan Erdoğan’ın -her açıdan yanlış- “Her kürtaj bir Uludere’dir” ifadesiyle ateşlenen kürtaj tartışmaları, Türkiye’nin siyasal ve toplumsal gündemin en hızlı değiştiği ülkelerden biri olduğunu yeniden gösterdi. Baştan belirteyim ki kürtaj yasağının tartışılmasını anlamlı bulmuyorum. Bu yasağı tartışan aklı başında tek bir millet dahi yokken ve başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere pek çok güvenilir kurum kürtaj yasaklarının arzu edilen sonucun aksini doğurduğunu ortaya koymuşken, can yakan ve düşman sevindiren onca sorunu olan bir ülkenin vatandaşlarının, 30 yıldır cari olan ve kamuda kayda değer bir toplumsal sıkıntı oluşturmayan bir pratiği durup dururken hararetle tartışması doğru gelmiyor bana. Bu yazı bir “kürtaj hakkı” yazısı değildir bu yüzden. Okumaya devam et