(Giriş notu: Gezi Parkı eylemlerine yönelik “dış güçler” ve “sivil darbe” argümanları, aynen üç-beş sene önceki “BOP eşbaşkanı” ve “sivil dikta” gibi, ciddiye alınacak argümanlar değil benim için. Gezi parkındaki dış güçlerin “belge”sinin, Levy’nin videosundan daha az absürt olabileceğini düşünmüyorum. Büyüsü, hala ifşa edilmemiş olmasında! Gezi Parkı eylemlerine yönelik “proje” yaklaşımını da değersiz buluyorum. Genel olarak çevre (periphery) ülkelerde, özel olarak da Ortadoğu’da “proje” olmayan, ya da sonradan bir projenin parçası yapılmak istenmeyen anlamlı bir güç ve dinamik yoktur. Bu yüzden de burada aslolan yerel talepler ve dinamiklerdir.)
—
Gezi Parkı eylemleri, Türkiye siyasal hayatında şimdiden önemli bir köşe taşı oldu. İktidar çevresinin başından itibaren “dış mihrak” güdümlü bir “sivil darbe” girişimi olarak lanse etmeye çalıştığı eylemler, aslında gerçekleşmesi için yeterince iç dinamiğe sahipti. Bu dinamiğin bir patlaması olan Gezi eylemleri, beklenmedik bir şekilde Türkiye’nin demokratikleşmesine de önemli katkılar yapabilecek bir toplumsal bilinçlenmeye ve hareketlenmeye kapı araladı. Öyle ki, Gezi Parkı eylemlerinin -içerdiği tüm sorunlu yanlara rağmen- Arap Baharı’ndan mülhem bir şekilde “Türk Baharı” olarak adlandırılması bile bana çok yanlış gelmiyor. Bu “bahar”ı Arap Baharı’yla bire bir kıyas yaparak “diktatörden kurtulma” olarak düşünmek elbette ki yanlıştır. Bence daha doğru bir düşünce, demokratikleşmeyi uzun bir özgürleşme süreci olarak görüp “bahar”ları da bu yoldaki ana dönemeçler olarak görmektir. Şöyle ki, tarihsel gelişim içerisinde demokratikleşmenin üç ana aşaması var. 1) Seçimler: Hükümetin serbest ve adil seçimlerle başa gelmesi. 2) Çoğunluğun iktidarı: Seçilmiş hükümetin askeri/bürokratik vesayetten bağımsızlaşarak “muktedir” olması ve temsil ettiği çoğunluğun temel taleplerine cevap vermesi. 3) Azınlık hakları (temel hak ve özgürlükler): Ülkedeki çoğunluğa mensup olmayan kitlelerin de hak ve taleplerine cevap veren bir toplumsal mukaveleye erişilmesi. Türkiye bu aşamaların ilkini Menderes’le, ikincisini ise Erdoğan ile yaşadı. Üçüncü aşamaya ise henüz ulaşmış değiliz.
Kanaatimce, Gezi Parkı eylemleri, Türkiye’nin üçüncü aşamaya geçmesine yardım edebilecek önemli bir dinamiği ortaya çıkarmıştır. Özellikle şu üç katkıyı önemsiyorum.