Denktaş’ın “Dava”sından Zana’nın “Sigorta”sına

Hayatı “Kıbrıs Davası” ile özdeşleşen Rauf Denktaş iki hafta evvel ebediyete intikal etti. Türk siyasetçi ve entelektüellerin hakkındaki “övgü dolu” sözleriyle toprağa verildi Denktaş’ın naaşı; Rahmetli Denktaş, “büyük devlet adamı” ve “büyük davanın unutulmaz kahramanı” idi… Kaderin ilginç bir cilvesi olsa gerek, Denktaş’ın vefatı, Leyla Zana’nın “Kürtlere özerklik yetmez” ve “Silah Kürtlerin sigortasıdır” sözlerinin hemen ertesine denk geldi. Kıbrıs’ın silahşor taksimcisinin “büyük devlet adamı” övgüleriyle uğurlandığı günlerde, Zana yukarıdaki sözlerinden dolayı Türk siyasetçi ve akademisyenler tarafından “aç tavuk”,  “sorun istismarcısı”, “siyasi fırsatçı” ve “komitacı” olarak yuhalanmaya devam ediyordu…

Milliyetçilik zihinleri bölen bir ideolojidir. Milliyetçiliğin sayısız sorunları arasından belki de en göze çarpanı, bölünmüş zihinleri tutarsızlığa mahkûm etmesidir. Farklılık ve üstünlük duygularından beslenen milliyetçi düşünce, insanları kendi milletleri için başka, öteki milletler için başka kriterler kullanmaya iter. Bir tür çifte kriter sendromu ile maluldur tüm milliyetçiler… Kırk seneyi aşkındır Filistinleri her platformda “terör” üzerinden karalayan Yahudi milliyetçileri,  Okumaya devam et

Birleşşek Kıbrıs’tan Birleşik Kıbrıs’a

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu geçtiğimiz hafta “Hedefimiz yılsonunda anlaşma ve 2012’nin ilk aylarında da referandum. Böylece 2012’nin ikinci yarısında birleşik bir Kıbrıs AB dönem başkanlığını alır” dedi ve bunun gerçekleşmemesi halinde de AB ile ilişkilerimizin donabileceğini ima etti. Davutoğlu’nun AB ile ilişkilerin donması tehdidini tekrarlayan Başbakan Erdoğan’ın bugünkü konuşmasından da anladığımız gibi, Türkiye kendisinin “Birleşik Kıbrıs” fikrini desteklediğini ama Rumların “çözüm”e yanaşmadığını düşünüyor. Annan Planı’na Rumların hayır demesini de buna delil olarak gösteriyor. Fakat bence Annan Planı hayli sorunlu bir metin idi. Annan Planı’nda yer alan ve Türkiye’nin savunduğu “iki kurucu devletli birleşik Kıbrıs” modeli mantık, hukuk ve işlerlik açısından ciddi sorunları içinde barındıran bir model. Bu sorunların üç tanesini biraz açayım.

1)      Azınlık vetosu: Türk tarafının “çözüm” olarak onayladığı gerek Londra Antlaşması gerekse Annan Planı Türk tarafına –sayısal azınlığını dikkate almaksızın- Kıbrıs siyasetinde veto yetkisi veriyor. Bu ise demokrasiye de mantığa da aykırı; çünkü Okumaya devam et