Hayatı “Kıbrıs Davası” ile özdeşleşen Rauf Denktaş iki hafta evvel ebediyete intikal etti. Türk siyasetçi ve entelektüellerin hakkındaki “övgü dolu” sözleriyle toprağa verildi Denktaş’ın naaşı; Rahmetli Denktaş, “büyük devlet adamı” ve “büyük davanın unutulmaz kahramanı” idi… Kaderin ilginç bir cilvesi olsa gerek, Denktaş’ın vefatı, Leyla Zana’nın “Kürtlere özerklik yetmez” ve “Silah Kürtlerin sigortasıdır” sözlerinin hemen ertesine denk geldi. Kıbrıs’ın silahşor taksimcisinin “büyük devlet adamı” övgüleriyle uğurlandığı günlerde, Zana yukarıdaki sözlerinden dolayı Türk siyasetçi ve akademisyenler tarafından “aç tavuk”, “sorun istismarcısı”, “siyasi fırsatçı” ve “komitacı” olarak yuhalanmaya devam ediyordu…
Milliyetçilik zihinleri bölen bir ideolojidir. Milliyetçiliğin sayısız sorunları arasından belki de en göze çarpanı, bölünmüş zihinleri tutarsızlığa mahkûm etmesidir. Farklılık ve üstünlük duygularından beslenen milliyetçi düşünce, insanları kendi milletleri için başka, öteki milletler için başka kriterler kullanmaya iter. Bir tür çifte kriter sendromu ile maluldur tüm milliyetçiler… Kırk seneyi aşkındır Filistinleri her platformda “terör” üzerinden karalayan Yahudi milliyetçileri, Okumaya devam et